_-Cr@zY-_
Mesaj Sayısı : 896 Puanı : 5861 Kayıt tarihi : 03/05/08 Yaş : 32 Nerden : DüNyAdAn
| Konu: SeNiN sıcakLığıNı çok ÖzLedim SevgiLim Cuma Mayıs 09, 2008 7:35 pm | |
| Havadaki sıkıntı sanki yüreğime yansımıştı. Ilıkla soğuk arasında bir şeydi. Üstüne üstlük hafiften yağan yağmur sokakları çekilmez yaparken trafiği de allak bullak etmişti. Sabaha sıkıntılı başlamanın verdiği stresle durakta sıkıntıyla otobüsün gelmesini bekliyordum. Gelen tüm otobüsler tıklım tıklım dı. İşe geç kalacaktım ve çoğu zaman olduğu gibi yine zılgıtı yiyecektim. Bunları düşünerek yürümeye karar verdim.
Islanıyor, su birikintilerinden, geçen araçların sıçrattığı sulardan kaçabilmek için zıplayarak kanguru misali işe yetişmeye çalışıyordum. İş yerine vardığım da yarım saat gecikmiştim. Artık fırça yemeyi göze alarak işe başladım. Benim çalıştığım makinenin başında patron vardı, onun yanına mecburen yaklaşıp, otobüsü kaçırdım-otobüsü kaçırdım geciktim,özür dilerim.! Patron gözlüğünün üzerinden dik dik bakarken sanki küfür ediyordu. Bu insanlar bizleri de anlasa ne olurdu sanki...!
Sabah stresi işe başlayınca biraz durulur gibi olmuş, kendimi işe vererek atlatmaya çalışıyordum. Bir makine problemi için üst kata çıkmam gerekiyordu. Üst katta depo ve montaj işleri yapılırdı. Onu ilk kez orada gördüm. Daha önceleri bayanlar yoktu ama bu gün 4 bayanın montaj masasında montaj yaptığını ve onun iri birer boncuk gibi gözleriyle ışıl ışıl bana bakmakta olduğunu fark ettim. Sonraki günler onun iri gözleri beynimden hiç silinmedi. Paydoslarda sohbet ediyor bir birimizi tanımaya çalışıyorduk. Ona kanım kaynamış hafta sonlarının gelmesini hiç istemiyordum. Zamanla ondan ayrılamaz olmuş, fırsat buldukça ona yakın olmaya çalışıyordum. İş yerinde benim hareketlerim dikkat çekmiş arkadaşlar bana takılmaya başlamışlardı. Bütün bunlar benim umurumda bile değildi. Aklım tamamen onunla meşgul, hayallerim hep onun üzerine kuruluyordu.
Bir gün iş çıkışı beraber yürüyorduk. Bana dönüp içimi eriten bakışı ile
- Benim en çok neremi beğeniyorsun ?
- Eee şey....gözlerin. Evet evet gözlerin çok güzel...
- Ama herkes benimle, gözlerim çok büyük olduğu için dalga geçiyor.!
Bir süre konuşamadım. Yan yana yürüyorduk elimi uzatıp yavaşça elini tuttum. Elini elime ürkerek bıraktı, önce yavaşça tuttuğum elini hafifçe sıkarak -kim ne derse desin.!Umurumda değil. Seninle olmayı ve gözlerinin içine bakarak seni seviyorum demeyi çok istiyorum.
Hâlâ düşünürüm o gün onun elini nasıl tutmuş ve nasıl ona bunları söyleyebilmiştim.evlerinin yanına yaklaşınca
- Yarın buluşalım mı?"
Başını öne eğdi,utangaç bir tavırla yüzüme bakarak
- Evden bırakmazlar ki...
- Sen istersen gelirsin. Seni Yenikapı sahilinde bekleyeceğim.
Hızlı adımlarla evlerine doğru yürüdü. İçimin boşaldığını kalbimin burulduğunu hissettim bir an. Elimde onun elinin terleyen kokusu duruyordu, elimi burnuma götürüp sanki havayı koklar gibi derin derin kokladım,o anda sanki bir karanfil kokusu gibi geldi. Dudaklarımda tatlı bir gülümseme ile elimi pantolonumun cebine sokarken, dudaklarımdaki gülümseme ıslığa dönüşüp karşılıksız sevenler Melodisiyle buluştu. Bu neydi Allah'ım içim içime sığmıyor, haftalardır yapmak isteyip de yapamadığım bir çok şeyi yapmanın verdiği hazla rahatlıyor, ayaklarım beni bekar evinin yalnızlığına götürmek istemiyordu sanki. Bir kaç saat istiklal caddesinin kalabalığında amaçsızca dolaştım. Aklım mütemadiyen ondaydı vitrinlerin tamamında o vardı. Yağmur başlamış hafiften çiseliyor, insanlar şemsiyelerinin sivri uçlarını birilerine batırmamak için gayret ediyordu. Bense bunlara boş gözlerle bakıyor hatta ıslandığımı bile hissetmiyordum. Ne kadar dolaştığımı bilmiyorum ama eve vardığımda sudan çıkmış balığa dönmüştüm.
Pazar günü uyandığımda ilk önce camdan dışarı baktım.hava çok güzeldi mutlulukla yataktan kalktım tıraş olup duş yaptım. Üzerime en güzel kıyafetlerimi giyip dışarı çıktım. Saat 11 olmuştu muhallebicide kahvaltı yapıp gezinerek Yenikapı sahiline gidiyordum. Ama onların evinin yanından gitmek istemiştim ve bunun da karşılığını gördüm onunla yolda karşılaştık. Bu gün daha güzeldi, ya da bana öyle geldi. Hafifçe gülümseyerek yanıma yaklaştı, tokalaşıp, selamlaştık. Elini bırakmadan yürümeye başladık. Ona dönüp
- Dolmuşa binelim mi?- Hayır...böyle daha iyi
Allahım. Benim istediğim zaten buydu. İçimi okuyan ve arada bir tatlı gülümsemesinin yanında iri badem gözleriyle beni mutlu eden şahane bir sevgilim vardı. Mutlulukla bunları düşünürken birden bana iyice yaslandı. Bir arabanın hızla geçmesinden ürpermişti. Onun sıcaklığını ilk o anda hissetmiştim.
Vitrinleri seyrederek yürüdük. Sahile vardığımızda genç sevgililer çoktan sandalları işgal etmiş, birer ikişer kıyıdan uzaklaşıyorlardı. Bizde bir sandal kiralayıp denize açıldık. Kürekleri ben çekiyor devamlı onun gözlerine bakıyordum. Tam karşımdaydı. Tatlı gülümsemesiyle akşam babasından yiyeceği tokatları anlatıyordu. - Ama olsun seninle beraber oluyorum ya... Diyor, kendini avutuyordu. Bayağı açılmıştık kıyıdan bende yorulmuştum. Yanıma geldi. Yan yana oturup denizin güzelliğini konuşarak gelip geçen gemileri seyrediyorduk. Bir elimi onun omzuna atıp, ona daha da yaklaşmıştım. Bacağıma değen bacağı alev gibiydi. Sanki benim bacağımı tutuşturmak ister gibiydi. Başını kaldırıp iri gözlerini gözlerime dikerek fısıltıyla
- Beni seviyormusun?
- Çoook
- Bende seni seviyorum. İlk gördüğüm den beri...
- Neden bana daha önce yaklaşmadın öyleyse..
- Bilmem ki.
Daha fazla konuşmasına fırsat bırakmamış dudaklarına bir öpücük konduruvermiştim. Bunu nasıl yaptım. Bilemiyorum. Uzun bir süre öylece bakışarak kaldık. Dudaklarımız tekrar birleştiğinde bunu ikimiz birlikte istemiş ve yapmıştık. Oldukça uzun sürdü ama bir o kadarda acemice idi. Sanırım bunu ikimizde ilk kez yapıyorduk. O gün çok güzel ve samimi bir aşkın ilk birlikteliği idi. Mutlu bir kaç saati birlikte geçirmenin zafer sarhoşluğuyla kıyıya döndük. El ele yürüyerek onu mahallesine kadar bıraktım. Çok mutlu idim. Yoldaki cola kutularına tekme atarak eve gidiyordum.
Onunla ancak birkaç ay beraber olabildik. Babası Adana'ya tayin olmuştu haliyle o da işten ayrıldı. İş yerinden çıkışta beraberce dolmuş-taksi ye bindik arka koltukta yan yana oturuyorduk ve onun sıcaklığını tekrar, hatta bu kez daha da sıcak olarak hissettim. Bacağımı uyuşturacak derecede idi maalesef kısa sürdü inerken elimi tutup gözlerimin içine bakarak gülümsedi...
- Sana yazarsam, sende yazar mısın?
- Ta....tabi.. Diyebildim. Acı ve hüznü birlikte yaşıyordum.
Aradan 20 yıl geçmişti. Evlenip bir aile oluşturmuş, iki çocuk sahibi olmuştum. Bir iş için sirkeciye gidiyordum. Yenikapı'dan geçerken yağmur çiselemeye başlamıştı. Bende çağrışım gençliğimle ilgili idi. Arabayı sağa çekip stop ettim. Sahil o günden sonra çok değişmişti ama yinede her yerde hatıralarım vardı. Uzun bir süre denizin enginlerinden gözlerimi alamadım. Onun iri badem gözlerini ve sıcaklığını düşündüm.
Artık onun neden bu kadar sıcak olduğunu biliyordum. O da benim gibi arzulamış ve bu arzusunu dışa vurmuştu. Üşüdüğümü hissederek ürperdim. Başımı iki yana sallayarak
- Senin sıcaklığını çok özledim....! Sevgilim.
Mırıldanarak arabaya bindiğim de ıslanmıştım ama içim sıcacıktı. | |
|